Doğum haritası, senin dünyaya geldiğin anda gezegenlerin konumunu gösteren sembolik bir haritadır, ancak bu sadece teknik bir çizim değil; ruhunun maddeye ilk iniş anının kaydıdır. Doğum haritası, bu harita, yaşam potansiyelini, sınavlarını, yeteneklerini ve evrileceğin yönü gösterir ve bir bütünlük içinde okunur.

“Her birey, evrenin kendini bir biçimde deneyimlemesidir.”
Ne için buradasın? Ne öğrenmek için geldin? Neyi bırakmalı, neye sahip çıkmalısın? Bu senaryo, her bir birey için farklıdır. Her an, kader yeniden yazılır. Her anın kalitesi farklıdır ve her insan, bulunduğu yer, zaman ve doğduğu ana göre farklı bir iz düşümü üzerine dünyaya gelir.

Doğu inançlarında ruh, bir bedenden diğerine geçer.
Batı astrolojisinde bu ruhsal yolculuk; Satürn, Ay Düğümleri ve Pluto gibi göstergelerle haritada okunabilir.
Senin Satürn’ün, geçmişte sorumluluk almadığın alanları,
Kuzey Ay Düğümün, bu hayatta ilerlemen gereken yolu fısıldar.

Doğum haritan, sadece bu hayata ait değil; geçmişin enerjisini ve geleceğin tohumlarını taşır. Anın kalitesini yönetmeyi başarırsan, geçmişi, geleceği ve bugünü aynı anda düzenleyebilirsin. Geçmişte yaşanmış olayları değiştiremezsin, ama bu olayların sendeki yansımasını değiştirerek, geleceğine akmasını engelleyebilir ve karmik zincirleri kırabilirsin.

Aile karması, aşk ve ilişki karması en çok blokajların olduğu alanlar. Kırılmadığı sürece, nesiller arasında akıyor ve şiddeti artarak devam ediyor. Her şey farkına varmakla başlıyor. Farkına varmak, karmik zincirin kırılması için ilk adım! Aynaya bakmak ve bozulmuş makyajını fark etmek gibi düşünebilirsin. Senin hayatında hangi karmik düğümler var? Bu düğümleri çözmek için neler yaptın? Düşünmek ve fark etmek, ilk adımı atmanı sağlayabilir.

Sen, evrenin sonsuz ihtimalleri arasından sadece bir tanesi üzerine doğdun. O tek bir anın içinde senin için saklı olan ne var? Kendini keşfettikçe sana özel olanı da büyütebilirsin.